Pazar, Temmuz 18, 2010

BENSİZ GİTME

Çocukluğumun, gençliğimin tek şahidi "GİTME" beni sensiz bırakma. Eğer gidersen yaşadığımı kanıtlamaya çalıştığım hiçbir şeyi kanıtlayamam-bir tek bunun için bile gitme-, 10 yaşından beri yaşadığım herşey öksüz kalır, sensiz kalır.
İlk/son aşkım, mezuniyetim, sarhoşluğum, kaçışlarım... hiçbirini anlatamam sen yokken... İlk istifam, son geri dönüşüm... anlatamam kimseye... bütün ölümler tam zamanında gelir ama bu ölüm yanlış be güzelim, bensiz... farkında mısın?
BİZSİZ..
Demiştin son dönüşümde, bensiz gitmene "Tanrı razı olmadı" diye, şimdi razı mı senin bensiz gitmene ki, gelmemek için direniyorsun? Beni çaresiz bırakıyorsun... Bildiğim tüm dillerde/dinlerde dua ediyorum KAL diye...
Çocukluğumun kariyerini, gençliğimin aşkını ve yaşadığım her neyse o terk edilişin arkasındaki herşeyi... şahitliğini bırakma, BENİ BIRAKMA/Ne me quitte pas...
Ne susmanın, ne konuşmanın anlamı kalacak gidersen, bensiz gidersen bensiz kaldığında söylediklerinin daha fazlasını yaşatacaksın bana, çünkü ben seni kahve içerken bile göremeyeceğim...
Yıllar öncesi, kahveci, kitapçı, başka ülkeler, başka insanlarla gülüşmeler...Özür dilerim; gittiğim için, terk edildiğim için, geri geldiğim için, .... benim için yapmak zorunda kaldığın herşey için ÖZÜR DİLERİM...
Biliyorum okuduğunda bu yazıyı, "SALAQ" diyeceksin bana...sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edecek hayat, bazen Ortaköy'de gün doğarken susacağız birlikte...Ben sana çaydanlıktan, Orhan Veli evinden, kıskançlıklarımdan, yarım kalışlarımdan bahsederken sanki beni hiç duymuyormuş gibi davranacaksın...Ama biliyorum ben, hep duydun beni, "gel beni al" dediğimde hiç gelmediğin olmadı ki...Şimdi de diyorum gideceksen eğer "gel beni al" Sertap'ın şarkısında tek başıma küfredemiyorum çünkü ben, küfürlerin çoğunu unutmuşum, hatırlat bana...
Ben gittiğimde "eğer bir yıldız kayarken tuttuğun dilekler gerçekleşiyorsa, senin dileğin için fezanın istediğin yerinden kayarım" demiştin... Sen hiç bi yerden hiç bir yere kayma, o dilekler gerçekleşmiyor, her zaman ki gibi yalan söylermişler...
Seni görmeme izin vermediler bugün, kapının önünde beklememi de istemediler...
Beni görmene izin vermediler bugün, sana şarkı söylememi de istemediler...
Oysa biz temize çekmeye çalıştığımız bütün defterlerimizi şarkılarla yaktık...
Sertap'ın şarkısını dinliyorum "İyi ki varsın" diyor... Bildiğim bütün küfürleri sıralarken, köprüaltına doğru yol alıyorum...

http://fizy.com/#s/1jp0eo

Çarşamba, Temmuz 14, 2010

ŞAHANE SERSERİ

yolumdan çekil yavrum

bağlasalar duramam

demir asa demir çarık dedim

neyleyim!

yolculuk dedim

ağaçlara tünedi yine akşam kargalarla bir

rüzğar kendini yerden yere vuruyor

kırık dökük yıldızlar belirli uzaktan

telsiz mevceleri ardım sıra koşturuyor

anamdan yolcu doğmuşum

yedi dağın yolları kalbimden geçer

salkım salkım mısralar gelir içimden

dudaklarımda yağmur damlaları

alır beni yollar beni alır gider

anamdam yolcu doğmuşum

nehirlerle birlikte denizlere kavuştum

akşam dedim

şu koca dünya dedim

ağlasam dedim

yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir

ekmeğin ve şarabın peşinden

turnaların peşinden

büyük şehirler büyük aşklar

çığlık çığlığa terkedilir

ben

çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırab çektim

damarlarımda dünyanın bütün rüzğarları

harblere açlıklara yalnızlığıma rağmen

anamdam yolcu doğmuşum

neyleyim

gurbet dedim

vatan dedim

hürriyet dedim.


Attila İlhan


Cumartesi, Temmuz 10, 2010

gönül çalamazsan aşkın sazını
ne perdeye dokun ne teli incit
eğer çekemezsen gülün nazını
ne dikene dokun ne gülü incit

bülbülü dinle ki gelesin coşa
karganın namesi gider mi hoşa
meyvesiz ağacı sallama boşa
ne yaprağını dök ne dalı incit

bekle dost kapısın sadık dost isen
gönüller tamir et ehli dil isen
sevda sahrasında mecnun değilsen
ne leyla'yı çağır ne çölü incit

rızaya razı ol hakka kailsen
ara bul mürşidi müşkülde isen
hakikat şehrine yolcu değilsen
ne yolcuyu eğle ne yolu incit

gel haktan ayrılma hakkı seversen
nefsini ıslah et er oğlu ersen
hüdai incinir inciden versen
ne kimseden incin ne eli incit

Perşembe, Temmuz 08, 2010

BEN ARTIK KÜSÜM

beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına

beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar

ATTİLA İLHAN