Salı, Kasım 24, 2009

!?...

Bölünüyorsun güzel ülkem, farkında mısın?

Çarşamba, Kasım 04, 2009

...Neresi sıla bize, neresi gurbet....

"Özgürlük gitmekte değil dönmemektedir" demiş biri
ve ben gittim.
Dönmedim(!)
Ama özgürlüğü de görmedim, her yer aynı :)
Bu dünyada paran varsa özgürsün (bkz. Cem Uzan).
-başka dünya varsa eğer ikametimi oraya aldırmak istiyorum, yetkililer lütfen dikkate alsınlar-
Dönmemek falan yalan yani...

Ayrıca özgürlük dönmemekte olsaydı, Habur sınır kapısı bizim bahçe kapısı gibi gelenin geçtiği bi yer olmazdı, değil mi?
Sonuçta adamlar özgürlük için gitmişlerdi...
Biz davulla, zurnayla gelenleri karşılayanlara,
Şehit Aileleri Derneğinin kapısına kilit vurup,
madalyalarını bahçeye atanlara bakıyorduk,
Arada fotokobi kağıtlarından,
darbe planlarından, bahsediyordu birileri...
Sonra birden mola verdiler,
kimsenin bilmek zorunda olmadığı bir yol üstü lokantasında...
Çokta ilgilenemedik molayla, kabak çiçeği açılımıyla...
Çünkü okulları tatil ettiler?
Neden?
Domuz gribi salgını başlamış(!)

Bunun birde aşısı varmış ve bunun için bütün çalışmalar yapılmış bile...
-bu sadece maddi konular çözülmüş demek oluyor çünkü 5. kişi öldüğünde hala aşının kontrolleri yapılmaya devam ediyordu.-
Ama bu grip sadece ilköğretim ve ortaöğretimleri etkiliyor olsa gerek...
Üniversiteler, kışlalar, fabrikalar için bir çalışma yapılmadı bildiğim kadarıyla...
Bu kadar ciddiyse bu iş, mesela denmesi gerekmezmiydi, Tuzla'da tersanede çalışan işçiler için aşı yapılmak zordunda.
Neden tersane aklıma geldiyse artık?
Tuzla'da tersanede çalışan işçilerinin sağlığıyla yakından(!) ilgileniyor şirketler, ondan olsa gerek..
Bak adamlarda salgın başlayabilir, buraları ilaçlandırmadan işçileri çalıştıramazsın denilmesi gerekmezmiydi fabrikalara....
Ya da bakınız sayın holding sahibi, şimdi bu plazayı ilaçlatmazsan ya da işçileri aşı yaptırmazsan mesaiye başlayamazsın denmesi gerekmiyor mu?
Sonuçta okullar tatil çocuk evde, anne - baba işte, bunlar eve gelmicek mi?
Eeee, anne - babanın domuz gribi olmayacağı garantisi mi var yoksa ?

İşte biz tam bu aşı olayını kaşıyorduk ki, birden son dakika haber bültenlerine darbe belgeleri, ihbar mektupları yağmaya başladı...
Geçen sefer bu yağmur başladığında, kabak çiçeği gibi açılıyorlardı da yarım kalmıştı ya,
bu sefer kabak çiçeğinin genine, bilmem ne böceğinin bilemem nesini aktarma türküsüyle çıktılar ekranlara...
Kabak çiçeğinin geniyle felan oynayıp açılmaları yarım kalmasın diye çalışıyorlar zannımca...
Ne deyim adamlar güzel bağlama çalıyor...

Neyse güzel ülkem
"Türkiyem"

Ben geldim...

Not: En son hafasonu kargodan gelen kitabımı almak için "ıslak" imza attım teslim belgesine, bu imza hakkında bi yerlerde bildiklerimi anlatmam isteniyorsa, ben anlatmaya hazırım...